Page 1 of 8 123 ... LastLast
Results 1 to 10 of 78
  1. #1
    Community Liaison Patheoz's Avatar
    Join Date
    Jan 2015
    Posts
    126,162
    Class
    KO -> Warrior
    Server
    KO -> Oreads
    Race
    El-Morad

    Kasım Ayı Forum Etkinliği Gönderileri



    Herkese merhabalar!

    Kasım ayı forum etkinliği kapsamında hazırladığınız hikayeleri bu konu altından gönderebilirsiniz.

    Etkinlik hakkında bilgi almak için tıklayın!

    İyi eğlenceler!
    Last edited by Patheoz; 11-01-2019 at 09:33 AM.

  2. #2
    Senior Member OnixPK's Avatar
    Join Date
    Dec 2013
    Posts
    1,531
    Nickname
    Siyahlar
    Class
    KO -> Rogue
    Race
    El-Morad
    RUHLARIN AŞKI


    Kısım 1:Kanlar İçindeki Adonis

    Adonis yıllardır süren bir savaş vardı. iki ırkın amansız üstünlük mücadelesi, Human ırkı hor gördükleri Karus lar ile yıllarca savaşıtılar. Tuerak ırkından gelen Karus lar ise Yapılan bu zulmün intikam ile gözünü kan bürümüştür. Yıllardır savaşta olan Human ırkı ise yorgundur. Logos Adonisi hiç böyle hayal ederek kurmamıştı . Adonis'ın tüm toprakları kan ile bulanmıştır. Lanetlenen karus ırkı ise Kana doymamıştır. 200 Yıl geçmiştir bu iki ırkın savaşı. Xigenon ile Manes'in savaşı artık torunlarına kalmıştır. bir çok kez Elmorad ve Luferson kalelerine saldırıda bulunan iki ırk 200 yıldır birbirini adonis'ten silememiştir.


    Kısım 2:Beramus'un Doğuşu

    Elmorad kalesinde küçük bir çığlık kopar, Manesin soyundan gelen son üyesi Adonis ile tanışır. kral küçük çocuğuna beramus ismini verir. Yıllar geçer Beramus büyür, Kendisi çok iyi bir kılıç ustası olur. birçok savaşa katılır lunarın tüm toprağını karış karış ezberlerler. Tahtın ikinci varisi olan Beramus halkı arasında çok sevilen birisidir yakışıklı bir savaşçıdır. Bir barba gibi kuvveti olmasına rağmen zarif bir vücudu bulunur, kara gözleri, dik saçları ile Elmorad genç kadınların hayran bırak bir gülüşe sahiptir.

    Kısım 3:Adonis ormanlarındaki aşkın büyüsü.

    Bir kasım sabahı Beramus ve en yakın dostu ve şifacısı olan Siyahı ile Adonis'ın balta girmemiş ormanlarında yol aldılar. Beramus ne kadar güçlü ve yakışıklı biride olsa da içinde bir eksiklik ile yol alıyordu. Beramus ve siyah uzun bir yolcuktan sonra bir kamp yeri seçtiler. Nemli bir hava vardı, etrafta adonis'te zor bulunan haunted plant bitkisi bulunuyordu, kampın tam arkasında bir bataklık tam üstünde sarmaşıklar sarkıyordu. Beramus ateş için odun toplamaya çıkmıştı. uzun bir ağaç görür sanki ormanın kalbiymiş gibi, yüksekliği başını döndürüyordu. bazı dalları asga daki evlerden kalındı. bir an daldı gitti gözleri uzağa tam o sırada bir çığlık duyar önce bir irkilir ve ne olduğunu anlamaya çalışır ikinci bir çığlık daha duyar, kendini toparlayan beramus hızla sesin kaynağına doru koşar. Etrafta beş tane kadim yaratıklardan Treant ları görür,tam ortada bir karus büyücüsü vardır. Beramus ellindeki kılıcı ve kalkanı ile bir darbe ile bir tane Treant gövdesinden ikiye ayırır, diğer ki Treant lar Beramusa doğru yönelir ve ağızlarından zehirli tozu üflerler. beramus kalkanı ile gelen tozları karşılar, bir boşluk anında iki tanesini de indiren beramus, son iki treantan yara alır ama bu onu dahada öfkelendirmiştir. bir kılıç darbesi ile iki Treant'ı da ikiye böler. Beramus yaralı bir şekilde yerde duran karus'a doru yürür, kılıcını ağır bir şekilde havaya kaldırır. Ağaçların arasından küçük bir Işık süzmesi kılıç ve Karus büyücüsünün yüzünü okşar. Karus büyücüsü kafasını kaldırır ve Beramusun gözlerine bakar, beramusta aynı şekilde karus büyücüsünün gözlerine bakar,
    kılıcı hızlı bir şekilde kafasının yanına indirir ve bayılır. ilk kıvılcım orda ortaya çıkmıştır. Beramus sersemlemiş bir şeklide bir yaprak yatağında kalkar etrafa bakarken karus büyücüsünü görür. hızlı bir şekilde kalkmaya çalışır lakin aldığı yaralar yüzünden canı çok yanar, karus büyücüsü fark eder ve beramusa korkma benden sana bir zarar gelmez der, beramus şaşkın bir şekilde karus büyücüsüne bakar anlam veremediği bir duygu vardır içinde, Beramus kısık bir ses ile kimsin sen diye sorar. Karus büyücü önce kendini tanıtır. Benim ismim Moradon der ve devam eder. kendi ırkındaki öfke ve savaştan bıktığını söyler. bu ormanlara kaçtığını buralarda kimsenin onu bulamaya cağını düşündüğün söyler. Sonra şu sözler ağzından çıkar ''Ama iyi ki sen beni bulmuşsun'' der ve güler. Beramus içinde bir fırtına oluşur, kalbi ile beyni savaş içindedir ne oldu na anlam veremez, kısa bir sessizlik ten sonra Moradon kim olduğunu sorar. beramus kendisini tanıdır. '' Ben beramus Elmorad halkının prensi diye''. Moradon şaşkın bir yüz tavrı ile anlam veremez ve sorar ''prensim beni neden öldürmediniz?''. Beramus Bilmiyorum diye yanıt verir. Uzun bir sohbetin ardından Beramus bir anda Siyah diye der. Moradon ne siyahı der. arkadaşım siyah der, buraya birlikte geldiğini söyler ve gitmesi gerektiğini söyler ayağı kalkar tam giderken arkasını döner ve derki tekrardan buluşmak üzere görüşürüz. Moradon bu cümleyi garipser. Beramus yola koyulur siyahı bulur. siyah çok telaşlıdır, Beramusu görünce bir oh çeker ve sorar prensim neredeydiniz diye?. Beramus siyaha her şeyi açıklar çünkü en yakın dostudur beramus'un ve siyaha güvenir. siyah önce bunu kabullenmez lakin en yakın dostu oldu için kabul eder. aylar ayları bulur yıllar yılları görür. beramus moradonu görmek için hep o ıssız ormana gider, görülmemiş bir aşk ortaya çıkar. ormanın ıssız bölümlerindeki bir çok tehlikeli varlıklardan temizleyen beramus ve moradon kendilerine ev diye adlandıracakları yeni yeri kurmuşlardır. Beramus çok mutlu gözükür. moradon ise biraz korkar çünkü bunu kimsenin bilmesi gerektiğini düşünür. iki ırk bu durumunu hiç kimse kabul etmeyeceğini düşünür ve düşündükleri ile çok haklıdır...

    Kısım 4:Moradon'un göz yaşı.

    O gün güneşli bir sabahtı. Beramus her zaman oldu gibi Ormana yolculuk etmek için hazırlıklarını yapar. ama kral bu ormana yıllardır gitmesine şüphe duyar ve en iyi casuslarını Beramus'un peşine takılmasını nereye gittiğini en ince ayrıntısı ile öğrenmek istediğini söyler. Beramus her şeyden habersiz yolla koyulur, ıssız ormanları geçer küçük patikaları takip eder ve küçük kulübe sine varır. moradon her zamanki gibi Beramus un kucağına atlar. ve güzel bir sofra geçip yemek yerler. Saat ilerledikçe beramus un saati dolduğunu fark eder ve eve dönüş yoluna tutulur, geceye doru Elmorad varır.kalenin kapıları açılır geçerken ekşi kokusu vardır, şehirdeki insanlar evlerine dağılmıştır, tek tük odalardan mum ışıkları gözüküyordu, kraliyet sarayına girerken sarmaşıklarına dokunarak içeriye süzülür,
    kraliyet odasında bir ışık görür, kral tahta oturuyordur kardeşi ve iki kişi konuşuyorlardır. kapıyı yavaşça açıp içeriye doğru yönelir. Kral öfkeli bir surata bürünmüştür beramus'u görünce daha da sinirlenir ve iğrenen bir suratla bakar kral oğluna şu sözler söyler ''Nasıl böyle bir hata yaparsın'' ve devam eder.''bu hatayı ortadan kaldıracağız''. Beramus önce anlam veremez sonra bir anda aklına gelir nefesi daralır ve sürat ile krallıktan çıkar, siyah ise avluda görür ve ne olduğunu sorar lakin cevap alamaz ve beramusun peşinden gider. Beramus atı ile derin ormana dalar. sanki zaman yavaşlamıştır onun için orman içinden küçük kulübeye varır kapı kırıktır. son sürat içeri dalar, yerde Moradonu görür kanlar içinde nefesini zar zor alıyordur. hemen koşar ve moradon'u kollarının arasına alır. kanı durdu maya çalışır. Moradon Beramusu durdur, gözlerine bakar ve zar zor konuşarak ''her şey için teşekkür ederim,hiç pişman değilim'' der. Beramusa yaklaşır ve son öpücüğünü verir. Aşk, Ölüm,Sevgi ve bütün duygular sel olur, gözleri yavaşça kapanır ve ebedi bir yolculuğa başalar. Beramus o anda gözlerinden damlalar akar tüm duyguları bir yaşar nefesi daralır, kalbi yerinde kopacakmış gibi isyan eder. elleri titrer göz bebekleri büyür. dünyası başına yıkılmıştır. arkadan siyah gelir ve yavaşça omzuna dokunur. o anda beramus bir titreme ile bayılır. gün ağırı beramus bitmiştir. Bir daha Elmorada gitmez, tüm ihtiyaçlarını siyah karşılar. o günden sonra Logos'a dualar eder. içindeki acı dinmez. günler günleri haftalar haftaları aylar ayları görür ve Beramus halen logos'a dualar eder yalvarır. logos bu duruma daha fazla dayanamaz ve o kulübenin oldu tepeye bir kale yapar kutsal ve büyülü bir kale. Moradon'un ruhunu oldu bir kaledir. Böylelikle Moradon kalesi Ortaya çıkar. Beramus moradon'un ruhunu hisseder ve bir nebze mutlu olur.

    Kısım 5:Cypher'ın gazabı.

    Moradon kalesi kutsal ve büyülü bir yer oldu için iki ırk da burada kavga etmesi bile yasaktır. yıllar boyunca süren bir barış vardır moradon kalesinde,
    Moradan ruhu kaleyi koruyordu ama Cypher bu durum hoşuna gitmez ve ebedi varlıkları Moradon kalesine yönlendirir. böylelikle kalede büyük bir savaş gerçekleşir Beramus bu savaşta ölümcül darbeler alır. Siyah şifalı ilaçları ile beramusun başına gelir. beramus siyah durdurur ve ''artık huzura ermenin zamanı geldi . ben ve aşkım moradon'un ruhu hep bu kalede olacak'' dedi ve ''gözlerini kapatır''. iki ruh bir araya gelir ve ebedi birlikteliği başlar. moradon kalesi yenilenerek daha sağlam duvarlar içinde iki ruhun dansın ebediyen izler.

    Server:Sirius
    Name:Siyahlar
    Last edited by OnixPK; 11-30-2019 at 04:59 PM.

  3. #3
    Senior Member yivabeyi's Avatar
    Join Date
    Aug 2019
    Posts
    276
    Yalan Adonis
    Genç Tuarek 4 kişilik clanının tek çalışan üyesiydi hergün yamuk bowuyla ava çıkar ve Clanının ihtiyaçlarını karşılardı.
    Bir gün Uruk Hailerden güç bela topladığı Busları satmak için Moradon'a doğru yola çıktı.Önce Eslanta Ordan Delosa Ordanda Moradona ulaşan Yamuk Bow yorgundu.Moradon köşe potçuda biraz dinlendi 480 mp potu yudumlarken O sırada Bir Elmorad Güzeli tam önünden geçti.Göz Göze geldiler Yeni Çeri Set giyinmiş Güzeller güzeli Human Archer bizim Tuarekin önünden salına salına geçer.Yamuk bowlumuzun kalbi çok hızlı çarpmaya başlar ve heyecanla ayağa kalkar.Kıza Seslenir...Kız dönüp bakar ve gülümser.Bir şeyler içmeye davet eder ve kız kabul eder.Tanışır ve konuşmaya başlarlar.Bizimki hemen başlar Tyonları nasıl avladığını Uruklarla savaşma inceliklerini Havaya girer ama kız bunlardan etkilenir ve bu kadar doğal biri daha önce görmemiştir.Her ne kadar kendisini gizlesede Etrafta Human Archerı Tanıyan Biriler çıkmıştır ve hemen Clanına haber salar.Bu sırada Yamuk bowlumuz el ele Bus Buying pazarlarına doğru hareket etmektedir.Gülüşüyor eğleniyor ve mutlulardır.Bir anda doğan bir aşk ve sadece neşe içindeyken.Pazara vardıklarında pazarcı bunu oyalar.Pazarlığı sıkı tutar.Yamuk Bowlumuz ise Bu fiyattan Bus satamam Clanımın üyelerinin
    Skilleri açmak için Çok Noah lazım der.O sırada arkasında Kralın Clanından 10 kişi belirir ve Bu kızdan derhal uzak
    dur! diye uyarırlar.Kızın Sıradan bir El moradlı olduğunu düşünen Tuarek şaşırır konuşamaz.Kız ne kadar karşı çıksada
    Clan üyeleri kızı götürür.Aylarca Gizlice Letterdan mesajlaşırlar.Bir gün Yamuk Bowlumuz Yanında Getirdiği tyon meatleriyle.Moradonda stadiumun arkasındaki kayıkların arasında bi ateş yakar.Meatleri pişirir.Yanınada Bi büyük 1920 açar ve bekler.Tam o sırada Dragon Setli LR MSli bir human çıkagelir.önce anımsayamaz ama sonra aman pathos! bu sensin der.Kız boynunu büker evet benim kendimi saklamak için yeni çeri seti giyindim.Üzgünüm ama ben Güçlü bir Clanın üyesiyim ve Clan töreleri gereği Yalnızca Güçlü bir Humanla birlikte olabilirim.Yinede ben bunu istemiyorum der ve oturup eğlenirler.Yamuk bow hızını alamaz 2. 1920yi de açar güzel güzel gülüşüp eğlenirler ama Bu kez Clan başkanı yani kızın babası tüm ekibiyle orayı basar Ve konuşur.. Sen Tuarek Karusların basit canlısı benim kızımla nasıl yan yana gelebilirsin der.Bizim gururlu yamuk bowlumuz hemen ayağa kalkar mp potunda etkisiyle ben seviyorum kızını der..
    Clan başkanı ve Kral olan human derki.Sen eğer kızımla birlikte olmak istiyorsan !NTS basıp Human olacaksın Sonra 100bin national point elde edeceksin ve en az İron Bowun olacak der ve kızını götürür.Geriye dönerek YADA bana isiloondan Bir Adet Ring Of life getirirsen bu görüşmeye onay verebilirim der.Bu sırada kral kızını jaile atar!Yamuk bowlu Tuarek yola çıkar abbsy dungeona giriş yapar girişteki karus clanlarını selamlar Amacını anlatır ve onlardan key of hell yanında bolca dungeon key alır ve abbsynin derinlerine doğru inmeye başlar. Bu sırada bunu bilen human prensesi jailden kaçar eslant çölden balogların arkasındaki gölden dalar gizli geçitten delostaki küçük gölden çıkar süratle abbsy girişine koşar ve içeri girer etrafını cardinal mdli asaslar çevirir burada ne işi olduğunu sorarlar 10 bin noah ver yoksa burdan çıkamazsın derler.Prenses durumu anlatır karus çete hemen toplaşır tüm katlardaki karuslar birleşip isiloona çıkarlar yamuk bowlu ile prenses karşılaşır birbirine sarılırlar ve isiloonla mücadeleye girişirler..
    Drainler abbsy firelar novalar havada uçuşurken isiloonu malup ederler.Ring of life düşmüştür.Kralın huzuruna delos kalesine geçerler.Kral yüzüğü alır ve şöyle der..Guardlar tutuklayın! ve derhal delos kalesinden dışarı atın bu aciz yamuk bowluyu der.Prenses isyan eder ama nafile. yamuk bowluyu delostan kovan kral kızının tüm eşyalarınada el koyar ve onu sonsuza kadar hapseder.Yamuk bowlu ise pathosa isyan ederek Ronark landda yaşamına son verir.
    Sirius
    YivaBeyi
    Last edited by yivabeyi; 11-01-2019 at 11:22 AM.

  4. #4
    rezervasyon

  5. #5
    Member
    Join Date
    Feb 2018
    Posts
    75
    Nickname
    sevgivarsahayatanlamlı
    Class
    KO -> Rogue
    Server
    KO -> Ares
    Race
    Karus
    Rezervasyon

  6. #6
    Member AdiquzeI's Avatar
    Join Date
    Nov 2013
    Posts
    53
    Nickname
    Aquaarius
    Class
    KO -> Rogue
    Race
    El-Morad
    Owena = Kadın savaşçı, El morad kalesinin sahibi, hırslı ve zafer dolu hayatıyla babası Blaır ve annesi Zelda'yı örnek alan asil bir Kadın Kılıç savaşçıdır.

    LUDO = Erkek ruh Rahibi, El morad ve Karus ırkının savaşında annesi ve babasını hiç tanımadan kaybetmiş, yetim ve öksüz Karus Ruh rahibidir.


    Destanlar ve hikayelerde anlatıldığı gibi iki ırkın özünde tek bir ırktan gelmesi bazı şeylerin önüne geçememektedir...

    Ronark arazisin sahibi olmaya yakın Oweno,arazinin merkezinde yer alan bowl bölgesinde karus ırkını haz ve zevk için de katlederken, ilk defa arazide Ludo' yu görünce, içinde bulunduğu hırs ve zaferin sarhoşluğuyla birden değişerek, istemediği bir duygu yoğunluğu içine girer. Oweno Cehennemin içinden gelen Felankor'u dahi görmezden gelip Ludo'ya doğru harekete geçer. Ludo için ise, her zaman görmediği sıradan bir savaşçı olmayacağı ap açık aşikar olan Oweno'yu gördüğü anda panikleyerek, büyücüsünden kendisini teleportlamasını ister. Şaşkınca bakakalan Oweno nedenini anlamadan kendine erkek bir savaşçının gururunu yerler önüne sererek neden savaşmaktan kaçtığına bir türlü anlam veremez.

    Owena ve Ludo Ronark' da zaman zaman bir birlerine karşı gelseler de hiç bir zaman savaşmak istemezler .Oweno' nun dillere destan hikayesi, dillerden dillere yayılmaya başlamış ve artık ronark arazisinin Kraliçesi olmuştur. Karus ırkının kaybedişi Ludo'nun sevinmesine vesile olsada, Karus Kralı Altar ve Kraliçesi Vega için bir kaybedişten fazlası gerekmekteydi. Altar ve Vega tüm şovelyelerini, rahiplerini, büyücülerini ve ehlileşmemiş karus ırkının türlü canavarlarını alarak Ronark'a, Owena'ya dersini vermek için büyük bir orduyla aniden bir baskın yapar.

    Ronark'a hakim bir kraliçe için her hangi bir baskın kaçınılmaz bir zafer demekti. Oweno Okçuları, suikastçileri, büyücüleri ve rahipleriyle birlikte. Ronark arazisin bir kısmını, gelen ani saldırı ile bilerek ve isteyerek kaybetmektedir. Altar ve Vega'nın atları üstünde uzaktan Owena'ya bakarak alaycı bir biçimde gülmesi Owena'nın umrunda dahi olmaz. Şaşkına dönen Altar ve Vega neden Owena'nın korkmadığını topraklarını kaybetmeye başlamasına rağmen neden bu kadar rahat olduğunu bir türlü anlayamaz.


    Owena hayatının hamlesini yaparak kimsenin bilmediği, görmediği bir anda, Ludo'ya Moradon şehrinde rast gelir.Kısacık zaman diliminde
    neden savaş alanını terk edip ondan kaçtığını sormasıyla olayların şekli değişmeye başlamıştır. Ludo, Owena'ya neden o an oradan kaçmak zorunda kaldığını anlatmaya başlar;
    +Ben annesini ve babasını hiç tanımamış bir rahip olarak az da olsa savaş alanlarında istemsizce bulundum, nasıl bu kadar güzel bir kadın savaşmak zorunda kalabilir?
    +Ya da nasıl bu kadar hırs ve haz içinde Karus ırkını katledebilir? Bunların cevabı için tanımak istedim seni.

    der.

    Owena Ludo'nun bu sözlerini düşünerek neden savaş alanında farklı hissetmesini sağladığını artık anlamıştır.
    Aylar geçtikden sonra Owena ve Ludo bir bütün olmuştur.Tabi bundan ne Karus ırkının, ne Karus Kralı Altar'ın ne de Kraliçe Veganın haberi hiç bir zaman olmamıştır. Owena'nın ve Ludo'nun aşkı, farklı ırkların garip aşkı olmayı başarmıştır. Artık iki ırkın savaşından çok iki aşığın savaşına döndüğünü farkedince, Owena Ludo'dan bir istekte bulunmuştur. Ludo ''Sirius'' adında bir Klan kuracak ve ne olursa olsun beraber haraket edeceklerdi, 'Sirius'un bundan kazancı ise Ronark'ın Bowl adında bilinen bölgenin onlara verilmesi olacaktı' Bu durumun gerçekleşmesi halinde ikilinin rahat ve huzur içinde görüşebileceği bir alan oluşacaktı.

    Karus ırkının en seçkin savaşçıları, rahipleri ve büyücülerini bir araya getiren Ludo önderliğinde ki Sirius'da o an savaş alanındaydı...

    O an savaş alanın da bulundukları için Altar ve Vega zaferin Sirius dan geleceğine isimleri kadar emindi. Savaş Siriusun geriden izlemesiyle şekillenirken, zaferi kaçınılmaz sanan Altar ve Vega o an Owena'ya bakarak bu defa onun güldüğünü görürler,
    Kaybeden bir kraliçenin neden güldüğüne anlam veremeyen Vega, Altar' a dönerek ''Neden kaybederken gülüyor acaba ? '' diye sorar.Altar'ın bir cevap verememesinin ardından. Human büyücülerin birden belirerek 'Sirius hariç tüm karus ırkının'' üzerlerine Meteorlarını ve novalarını yadırdığını görürler.
    Karuslar afallamış ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdir. Vega şaşkın, Altar daha da şaşkın bir biçimde dönüp Ludo'ya baktıkların da Sirius klanının Gülerek kaybedilmiş bir savaşta ronark'ın zengin bölgesine çekilmeye başladıklarını görürler.

    Artık Vega ve Altar'ın ordusu kaybetmeye başlamış, ağır kayıplar vermiştir. Bu kayıpların yanında 'Ludo'nun Sirius'unun zengin bölgeye gittiğ-ini görüp onlara katılmak istemeye çalışan hain karusları' da görünce...
    Altar ve Vega savaşlarını terk etmeden Ronark'da Owenonun ellerinden kanlı bir ölümü tatmıştır.

    Savaşın arkasından Ludo ve Owena Ronark'ın zengin Bowl bölgesine yerleşmiş.İki ırkın savaşı baki kalsa' da aşklarını yaşamış bir ikili haline gelmişlerdir.

    Kimine göre 'sirius ve Ludo bir hain' kimine göre ise Owena zeki bir kadındır.


    Aşk varsa ZAFER vardır.

    Sirius - Aquaarius
    Last edited by AdiquzeI; 11-30-2019 at 06:20 PM.

  7. #7
    Senior Member 4Changzhi's Avatar
    Join Date
    Dec 2018
    Posts
    153
    Nickname
    RaveIsKing
    Class
    KO -> Mage
    Race
    El-Morad

  8. #8
    Yaşamın, Gözlerin Kadar Güzel Olsun.

    Güneşli bir luferson sabahıydı, sıcrayarak uyanmıştı Karus şovalyesi birden etrafına bakti derinn bi oh cekti sebebi ise dunku savaşın etkisi olacakti, cetin bir savasti El morad sovalyeleri cok gucluydu, epey yipranmisti Karus sovalyeleri. Uykusundan uyanan sovalye yavas yavas yurumeye basladi elindeki hancerlerin yipranmis oldugunu gordu sundriese dogru yol aliyordu hancerlerini tamir ettirdi ve moradona ugrayip biraz gezmek istiyordu ama icinde bir kivilcim vardi sanki sanki cok garip bir sey olucak gibiydi, moradonda gezmeye basladi etrafi yorgun gozlerle izliyordu acemi sovalyeleri izliyor bazende tebessumle onlara yardimci oluyordu ozellikle maxin gulmeleri onu bu yorgun ve vahsi savastan bir nebzede olsa uzaklastiriyordu ama hala birsey eksikti yalnizdi duygulari korelmis bir Karus sovalyesiydi aslinda ondan istenende bu idi cunku Karus kralinin en guclu ve en kidemli Assasiniydi. Zamaninda birlikte kol kola carpistigi arkadasi geldi aklina Shozin cok anisi vardi onunla aklina geldi yavas yavas yurumeye basladi Shozin ise moradonda her 2 irkada hizmet etmeye baslamis eski bir savasciydi zirh,kilic,hancer vs. Uretmekle mesguldu. Shozinin yanina tam varacakken ne gorsun Onlar evet Vahsi El morad savascilari ileride merdivenlerin orada oturuyordular.Daha dun onlarla cok cetin savasmisdi, bir an cekindi gitmek istemedi bir arbede yasansin istemiyordu, yorgundu. El morad sovalyelerinin onlari goremeyecegi bir koseye oturdu bir pot acti yavas yavas icmeye basladi goz ucuylada el morad sovalyelerini izliyordu. Yolu izliyor uzaklara daliyordu. Bir anda hey hey diye bir ses duydu irkildi dondu bakti ve o an oldu olan Sapsari sirma sacli masmavi gozlu bir El morad bayan Sovalyesi elindeki pot birden yere dokuldu. Bayan sovalye gulmeye basladi ve dedi ki ; Merhaba cok dalginsin bir problemmi var
    Karus sovalyesi durdu ; Yo hayir biraz yorgunum sadece dedi. Ama hicte oyle degildi evet o icindeki gariplik belliydi yalnizlikti asil olan ama o an o his birden bir merhaba ile yok oldu sanki dunya durdu onun icin sanki bir gunes parcasi gibi dusmustu icine simsicak bir merhaba. Hey niye yuzume bakiyorsun kalk her yerin iksir oldu dedi bayan sovalye ama surekli tebessum ediyordu. Cebinden bir pot cikardi ve uzatti kendisine Karus sovalyesinin elleri titriyordu yavasca potu aldi ve ; Oturmazmisin beraber icelim dedi. Bayan sovalye tabii ki dedi. Uzunca konustular cok iyi anlasmislardi sanki o an hic birsey yokmus gibiydi sadece ikisi varmis gibi gulup muhabbet ettiler. Birden bi bagirma sesi duyuldu acemi bir sovalye Karus Sovalyesine seslenip Yuce Karus krali seni emretmis linart meydaninda seni bekliyor dedi kendisine. Karus sovalye Bayan sovalyeye dondu ve ; Ozur dilerim gitmem gerek fakat seninle bir daha gorusmek isterim bugun benim icin cok guzeldi dedi. Bayan sovalye tabii ki dedi ve guldu. Karus sovalye luferson yolunu tuttu ama icten ice mutluydu sevincliydi cok garipti daha once boyle bir duygu yasamamisti sanirim evet sanirim bu bir Aşktı. Linarta dogru hareket etti karus kralinin karsisina cikti; Kralim beni emretmissiniz.
    -Evet, aksam colony zone daginda buyuk bir harp olucak sende benimle geleceksin Aksama kadar hemen hazirlan.
    -Emredersiniz kralim dedi
    Aksam vaktine kadar hazirlanmaya basladi ama unutamiyordu o Bayan sovalyeyi aklinda o vardi her ne yapsa cikmiyordu aklindan. Aksam olmustu colony zone dagina ciktilar El morad Krali ve ordusu oradaydi ani bir hamleyle basladilar savasmaya Karus sovalyesi tecrubeliydi kendinden emindi hasar almadan alt ediyordu herkesi Birden irkildi durdu ve karsisinda moradonda tanistigi El morad bayan sovalyeyi gordu irkildi elleri titremeye basladi Karus krali defalarca ona bagirmaya basladi duymuyordu ona dogru yavas yavas yuruyordu tutamiyordu kendini Bayan sovalye ise el morad savascilarini iyilestiriyordu hancerleri elinden dustu sovalyenin karus krali birden geri cekilin emri verdi fakat Karus sovalyesi cekilmiyordu adeta hipnotize olmus bir sekildeydi kala kalmisti birden ani bir darbe aldi ve bayildi. Uyandi basinda hafif bir agri vardi etrafa bakti Olamaz burasi burasi asga village tapinagi dedi biliyorum burayi dedi anlamisti esir dustugunu. El morad krali ve askeri geldi nasilsin dedi kendisine iyiyim bir seyim yok dedi keskin bir bakisla. Bir bayan sesi duydu dediki ben bu sezi hatirliyorum ses yakinlasiyordu Baba baba diyordu sese dogru bakti. Bir an saskinlikla olamaz dedi evet bu asik oldugu o el morad sovalyesiydi ve El morad Kralinin kiziydi.
    -Baba Doda camptan seni cagiriyorlar.
    -Tamam kizim gidicem, Bu esire iyi bakin bizim icin iyi bir koz dedi askerlerine
    Bayan sovalye esire bakti ve sasirdi uzuldu ama bir sey belli etmedi bir sure gectikten sonra karus sovalyenin yanina geldi ne isin var burada dedi karus sovalye esir dustum uzgunum dedi belki olucem ama sana sunu soylemeliyim seni ilk gordugum gun bu hayatta hic olmayan bir duygu belirdi icimde ne oldugunu bilemedigim bir duygu belki yanlis belki biz farklıyız ama sana Aşığım dedi karus sovalyesi.
    Bayan şövalye irkildi gozleri doldu evet bende sana dedi ilk savastan beri hep seni izledim dedi ama gelemedim korktum cok korktum moradonda karsilasmamiz tesaduf degildi takip etmistim seni dedi.
    Karus şövalye kacalim beraber bu diyarlardan gel askimizi yarim birakmayalim olursekte bu dunyaya bir umut olalalim dedi
    Bayan sovalye karus sovalyenin iplerini cozdu birden yola koyuldular kacmaya basladilar ama coktan el morad kralina haber gitmisti yollari kesildi karus sovalye savasti biir cok engeli asti fakst karsisina birden Karus krali cikti cok kalabaliktilar bagirdi
    Sen nasil yaparsin bunu bana dedi kizina nasill diye bagirdi askerlerine emir verdi ikisinide el morad monumentin oraya goturun baglayin dedi
    Ikiside dolu gozlerle birbirine bakiyordu
    El morad Krali ikisinide oldurucekti yanyanaydilar kral kilicini cekti son dileginiz ne dedi. Ikiside son kez birbirine bakti el morad bayan sovalye durdu gozlerinden 2 damla yas suzulerek Beni unutma seni hic unutmayacagim dedi.
    Karus sovalye guclu durmaya calisiyordu bogazi dugumlenmis sekilde seni cok seviyorum asla unutmayacagim aşıklar asla olmezmis mutlaka bir yerde ruhlari bulusurmus dedi iste orada bulusacagiz dedi gozlerine bakti askimiz gozlerin kadar guzeldi seni seviyorum dedi ve o an oldurulduler.
    2 irkta cok agladi herkes cok uzuldu mezarlarini moradon folk village civarindaki bir mezarliga yanyana gomduler.
    Ama tek bir sey vardi onlar artik hep yanyana huzurla uyuyacakti.

    Saygilarimla.

    Destan
    xCleric

  9. #9
    Junior Member
    Join Date
    Jan 2019
    Posts
    1
    Rezervasyon

  10. #10
    Banned
    Join Date
    Oct 2015
    Posts
    82
    Infractions
    0/1 (15)
    Aşkın Sürgünü
    Ben Olympia'da bir Karus savaşçıydım. Annem lunar savaşında birliklere şifa dağıtırken şehit düştü.Babam ise kendini benim için feda etmişti. Bu ben doğmadan 100 yıl önce de böyleydi.Humanlar ve Karuslar bir türlü topraklarını paylaşamıyordu.Humanlar Lufersonu , Karuslar ise El Morad'ı işgal etmek istiyordu. Bilirsiniz bazı şeyleri kimin başlattığından çok kimin devam ettirdiği önemlidir.Beni de sırf bu yüzden bir savaşçı olarak yetiştirdiler.Annem gibi , babam gibi ben de El Morad'ın topraklarını işgal etmeliydim çünkü humanların derisinin rengi bizimki gibi değildi. Yalnızdık , elf ırkı dünyadan yüce Felankor'un alevleriyle silinmişti. Yani düşmanımız tekti , dostumuz ise yoktu.Gerçi Elflerle de çok iyi anlaştığımız söylenemez.Hepimiz Ultimanın 7 günahına o kadar çok dalmıştık ki , Raon Camp'ta balık tutmanın ne kadar güzel olduğunu unutmuştuk.Aç gözlülük hepimizi kör etmişti , hiçbir şey yetmiyordu. Bütün eşyalarımızı daha fazla saldırı gücü hırsıyla Anvil'de kaybediyorduk.Anvil de en az bizim kadar açgözlüydü. Gözünü doyuran tek şey ise Trina'nın parçasıydı. Yine aynı kazanma hırsı , annem ve babamı benden almıştı. Topluluklar her ay kralı seçiyordu , kralın söylediği sözü nerede olursa olsun herkes duyuyordu. Bu kanlı vahşi savaşları bitirebilirdim.Başka bir karus daha annesiz babasız büyümesin diye kral olmalıydım.Yalnız savaşları bitirebilmenin tek yolu yine savaşmaktan geçiyordu.O yüzden her ne kadar nefret etsem de onlardan biri olmalıydım.Hatta onlardan daha fazla onlar gibi olmalıydım.Topluluklar aralarına katılacak birini , zenginliğe göre seçiyordu.Fakirsen fakir kalırsın, zenginsen daha zengin olursun. Aralarına katılmaya yetecek ekonomik gücüm yoktu.Ancak bir yolu vardı. Babamdan kalma +8 Raptoru Anvil'de +9 yapabilirsem aralarına katılacak gücü bulabilirdim.Ancak işin sonunda elimdeki herşeyi kaybetmek de vardı.Linateli bi suikastçinin Sirius dağlarına gittiği için bana hediye ettiği Trina'nın parçasını ve babamdan kalan tek şey Raptor +8imi Anvil'e verdim. Gözüm Anvil'deki ışıklardaydı ve o an beyaz ışığı gördüğümde hissettiğim mutluluğu anlatamam.Artık Raptor'um +9du ve satıp büyük topluluklara katılabilirdim ve Kral seçilip bu savaşlara son verebilirdim. Raptor +9u , +9 parlayan kıyafetler ve babamın yadigarı olan +8 Raptor ile takas ettim.Artık topluluklar onlara katılmam için benim peşimden koşuyordu.Ancak amacımı bilseler beni Luferson dışına sürerlerdi.Yine de aralarına katılmıştım.Artık savaşlara birlikte katılıyorduk ve çoğunlukla ben yönetiyordum.Güvenlerini kazanmalıydım ve kazandım da.Bir gün Elmorad'ı tekrar işgal ettiğimizde , surları geçer geçmez bir human mage ile karşılaştım.Parlayan kıyafetleri yoktu ama gözleri parlıyordu.Bana nova atıp geçitten başka bir yere ışınlandı.O attığı nova , yanlış des attığımda babamın bana vurduğu R kadar bile canımı acıtmamıştı ama yine de kalbime bişey oturmuştu. O savaştan sonra sürekli onu düşünüyordum hatta bazen beni başka birisi kontrol ediyor gibi hissediyordum. Aç gözlüler ordusuna ben de katılmıştım.Savaşçılarımız El moradı kazanmak istiyordu ben ise o human mageyi. Ancak biz doğmadan önce biçilmiş rollere göre onunla düşman olmalıydık.Ona olan aşkım gözümü o kadar kör etti ki savaşı da unuttum barışı da.İçimde savaş ve barışın savaşı vardı sanki. Ne ona anlatabiliyordum , ne de karus halkına. Karus halkının anlamayacağını biliyordum , onun anlamamasından ise korkuyordum. Artık karuslar da umrumda değildi , humanlar da.Tek umrumda olan ona zarar gelmemesiydi. Savaşları karuslar annesiz babasız büyümesin diye değil , o zarar görmesin diye bitirmek istiyordum ve bu açgözlülük de beni kör etmişti. Bir gün en yakın dostuma , savaşları bitirme planımı ve bir human kızına aşık olduğumu söyledim.Anladığını söylediğinde, çok sevinmiştim ancak onun da bir Karus oğlu olduğunu unutmuştum. Gidip krala herşeyi anlatmış ve kral da onu para ile ödüllendirmiş.Ben ise Altar dağlarına sürgün edildim. Savaşı bitiremedim , başka birini başlattım. Özür dilerim.

    Olympia
    WizzGangISpectra
    Last edited by hallo09098766; 11-01-2019 at 12:54 PM.

Tags for this Thread

Posting Permissions

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •  
cookie_verity_form